Sondaj, kuyu, yüzey, şebeke vb. kaynaklardan temin edilen suların, içerisinde bulunan, askıdaki inorganik maddeler, toz, kum, kil, silt, demir, sanayi atıkları, çürümüş bitki ve hayvan atıkları vb. askıdaki katı maddeler suda bulanıklığa neden olurlar.
Sulardan bulanıklığın giderilmesi amacı ile uygulanan yöntemlere "FİLTRASYON" denir.
Bulanıklık ölçü birimi NTU ( Nephalometric Turbidity Unit ) 'dur.
Çıplak gözle suya bakıldığında 20 NTU'ya kadar su berrak görülmektedir ancak, içme suyu standartlarında bu değerin 5 NTU'nun altında olması istenilmektedir.
Filtrasyon ünitelerinin; kapasite, kullanım alanları ve istenilen filtrasyon kalitesine göre, değişik dizaynları mevcut olup, çalışma şekillerine göre Manual ve Otomatik olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır.
Avatajları Nelerdir ?
Nerelerde Kullanılır ?
Manual Filtrasyon Üniteleri :
Manual Filtrasyon Ünitelerinin , en yaygın kullanım şekli, filtre gövdeler içerisinde , istenilen filtrasyon kalitesine ve arıtılacak olan suyun kapasitesine bağlı olarak, farklı mikronlarda kullanılabilme seçeneği olan kartuşlar ile yapılmaktadır.
Manual Filtreler , ham suyun kirlilik durumuna bağlı olarak manual blöf yaptırılarak ya da kartuşları değiştirilerek temizlenmektedir.
Manual Filtre Gövdeler içerisinde kullanılacak olan kartuş türleri , aşağıdaki kriterlere göre belirlenmektedir :
Tam Otomatik Filtrasyon Üniteleri :
Tam Otomatik Filtrasyon Üniteleri, zaman ayarlı olarak yada basınç farkına göre, hiçbir insan müdahelesi gerektirmeden, otomatik olarak su ile ters yıkama yaparak kendisini temizleyen sistemdir.
Tam Otomatik Filtrasyon Üniteleri aşağıdaki gibi farklılık göstermektedir:
1-Seperatör Filtreler :
2-Multi-Media Filtreler :
Kapasite Aralığı : 0,8 - 62 m3/saat
Multi-Media Filtrasyon Ünitelerinde, Filtre minerali olarak üç farklı çapta, %98,2 SiO2 içerikli kuartz ve antrait mineralleri kullanılmaktadır. Antrait mineralinin özgül ağırlığı kuartz'a göre daha düşük olduğu için, kum filtrelerine oranla daha hassas bir filtrasyon elde edilmektedir.
Multi – media filtrelerden istenilen verimin alınabilmesi için , sistemin filtrasyon hızına dikkat edilmesi gerekmektedir. Filtrasyon hızı 10 – 25 m / Saat arasında tercih edilmelidir. Eğer filtrasyon hızı olması gerekenden daha yüksek tutulursa, çıkış suyunda istenilen filtrasyon hassasiyeti sağlanamayacaktır.
Düşük filtrasyon hızında dizayn edilen Multi-Media Filtreler, demir iyonu içeren suların, klorlama işlemine tabi tutulmasıyla demir iyonlarını da tutabilmektedir.
Multi-Media Filtrelerde, mineral yatağı üzerinde biriken kirlilik, filtrasyon ünitesinde kullanılan zaman ayarlı otomatik valf aracılığı ile yaptırılan ters yıkama işlemlerinde giderek atılmaktadır.
Ters yıkama aralıkları, ham suyun kirlilik durumuna bağlı olarak her gün yada istenilen günlerde zaman ayarlı olarak yaptırılabilmektedir.
Multi-Media Filtreler, yıkama işlemlerini sadece su ile gerçekleştirdikleri için, ayrıca bir sarf malzeme giderleri olmamaktadır.
Multi-Media Filtre grupları işletmelerde ve evsel kullanımlarda su arıtma sistemlerinin en başında yer almaktadır.
3-Aktif Karbon Filtreler :
Kapasite Aralığı : 0,8 - 62 m3/saat
Şebeke, sondaj yada yüzey sularının içme ve kullanım amaçlı uygulamalarında, suda bulunan yada bulunması muhtemel, hastalık yapıcı; bakteri, virüs, organik madde vb. etkenleri gidererek dezenfeksiyon sağlamak amacı ile klor kullanılmaktadır.
Bakterilerin, insan sağlığını tehlikeye atmaması için, tamamen yok edilmesi gerektiğinden, genellikle arıtılmak istenen suya, fazla miktarda klor dozlaması yapılmaktadır. Bu durumda ise, gerek fazla klorun insan sağlığı için zararlı olması, gerekse suyun tadını ve kokusunu bozmasından dolayı, sudaki klorun fazla klorun rahatsız edici olumsuz etkileri bulunmaktadır.
Suda bulunan fazla klorun bu gibi rahatsız edici etkilerini ortadan kaldırmak için, kullanılan en etkili ve ekonomik sistem ise Aktif Karbon Filtrelerdir.
Aktif Karbon minerallerin üretilmesinde kullanılan en yaygın ham maddeler; hindistan cevizi kabuğu, kömür ve odundur.
Aktif Karbon Filtreler, tam otomatik, zaman ayarlı valf kontrolü sayesinde, su ile ters yıkama yapmaktadır.
Aktif Karbon mineralin ömrü, ham suyun içeriğine bağlı olarak değişmekle birlikte, firmamız, sistemden alınan verimin azalmaması için 6 ay - 1 yıl arasında mineral değişimini öngörmektedir.
Aktif Karbon minerali, ham su ile gelen katı maddeler nedeniyle sık sık tıkanacağı ve verimini yitireceği için, partikül giderici filtrasyon ünitelerinden sonra kullanılması tercih edilmelidir.
4-Demir - Mangan Filtreler :
Sularda bulunması muhtemel demir ve mangan minerallerinin, belirli değerlerin üzerine çıkması durumunda ve özel proseslerde, su ile çalışan makinaların, tesisatın vb. sistemlerin zarar görmemesi için sulardan uzaklaştırılması gerekmektedir.
Sulardan demir ve mangan giderimi amacı ile, özel mineralli, otomatik olarak çalışan filtreler kullanılmaktadır.
Demir Mangan Filtrelerinin dizaynı, ham su kapasitesi, fitrasyon hızı, demir ve mangan minerallerinin suda bulunma miktarına göre değişmektedir.
5-Nitrat Filtreler :
Tarım, hayvancılık veya yerleşim birimlerinden kaynaklı olarak, suda nitrat minerali bulunabilmektedir.
Kuyu, kaynak suları toprak katmanlarından geçerken doğal olarak zararlı öğelerden temizlenir. Ancak, nitrat bu süreçte kolayca temizlenemez bu nedenle su içindeki değerleri çok yüksek olabilir.
Sularda bulunan nitrat mineralinin belirli değerlerin üzerine çıkması durumunda ve özel proseslerde, su ile çalışan makinelerin, tesisatın vb. sistemlerin zarar görmesini engellemek amacı ile, sulardan uzaklaştırılması gerekmektedir.
Sulardan nitrat mineralinin giderilmesi amacı ile , özel mineralli ve otomatik olarak çalışan filtreler kullanılmaktadır.
Nitrat filtrelerinin dizaynı, ham su kapasitesi, filtrasyon hızı ve nitrat mineralinin suda bulunma miktarına göre değişmektedir.
6-Arsenik Filtreler :
Arsenik yer kabuğunda en çok bulunan elementlerden birisidir.
Tarım , eczacılık ve başka endüstri dallarında hammadde olarak kullanılıyor olmasına rağmen özellikle insan sağlığı için oldukça zararlı olan bir zehirdir.
Yer altı sularının yüzeye çıkarken kaya , toprak gibi katmanların içerisinden geçmesi esnasında arsenik gibi bazı bileşikleri ve mineralleri çözmesi sonucu olarak arsenik içerebilmektedir.
Arsenik sorunu pek çok ülkede karşılaşılan ciddi bir sorun olup bu güne kadar 100 milyondan fazla insan arsenik zehirlenmesi sorununa maruz kalmıştır.
Ülkemiz haricinde içme sularında yüksek miktarda arsenik bulunan ülkeler arasında ;
Hindistan , Bangladeş , Amerika , Çin , Yeni Zelanda gibi ülkeler bulunmaktadır.
Özellikle Hindistan ve Bangladeş'de içme sularından kaynaklanan arseniğin nüfusun çok önemli bir kısmını etkilediği bilinmektedir.
Dünyada pek çok ülkede içme sularının arsenikle kirlenmesi ve bunun neden olduğu sağlık etkilerinin önüne geçilebilmesi amacıyla Amerika Çevre Koruma Ajansı tarafından içme sularında arsenik için kabul edilen maksimum kirletici seviyesi 0.05 mg/L'den 0.01 mg/L'ye düşürülmüştür , Dünya Sağlık Örgütü tarafından da bu değer 1993 yılında 0.01 mg/L'ye indirilmiştir. Bu gelişmelerin ardından ülkemizde de bu değer 2005 yılında yayımlanan ve 2008 yılında yürürlüğe giren İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik ile 0.01 mg/L'ye düşürülmüştür.
Standartlardaki bu düşüş sonucu dünyada ve ülkemizde bazı bölgelerde kullanılan
Sularda arsenik giderimi işlemi için bir çok yöntem kullanılmaktadır. Bunların arasında ;
Elde edilen verim , kurulum ve işletme maliyetlerindeki avantajlardan dolayı genellikle adsorpsiyon özelliği olan filtreler kullanılmaktadır.
Arsenik tutucu filtre ünitelerinin su ile ters yıkama yapması gerekli değildir. Suyun içerdiği arsenik miktarına ve debiye bağlı olarak filtre mineralinin belirli bir ömrü vardır. Bu süre tamamlandığında mineralin yenilenmesi gerekmektedir.
Sularda bulunan Ca (Kalsiyum) ve Mg (Magnezyum) mineralleri sertliği (kireci) oluşturmaktadır.
Sertlik mineralleri, başta
insan sağlığı olmak üzere , tesisata ve su ile çalışan makinelere zarar verdiği için, sulardan uzaklaştırılması gerekmektedir.
Sulardan sertliğin giderilmesi amacı ile , katyonik reçine minerali ile dizayn edilen su yumuşatma üniteleri kullanılmaktadır.
Reçine bünyesinde bulunan Na ( Sodyum ) iyonu ile , suda bulunan Ca ve Mg iyonlarının yer değiştirmesi sonucunda , sulardan sertlik giderme işlemi gerçekleştirilmektedir.
Reçine bünyesinde zamanla azalan Na iyonunu yenilemek amacı ile , su yumuşatma üniteleri tuz ( NaCI ) ile rejenerasyon yapmaktadır.
Reçinenin bünyesinde tuttuğu Ca ve Mg iyonları ise , rejenerasyon işlemi esnasında su ile gidere atılmakta , böylece reçine temizlenmektedir.
Su yumuşatma üniteleri , sulardan sertlik gidermek amacı ile yaygın olarak kullanılan , en ekonomik ve verimli yöntemdir.
Su yumuşatma ünitelerinde kullanılan otomasyonlarla , rejenerasyon işlemi tamamen otomatik olarak yapılmaktadır.
Otomasyon üniteleri , çalışma prensiplerine göre aşağıdaki gibi iki gruba ayrılmaktadır :
Zaman Kontrollü :
Zaman Kontrollü Su Yumuşatma Üniteleri , otomatik olarak her gün yada ayarlanan günlerde gece ( 02:00 – 03:00 ) tuzlu su ile rejenerasyon işlemi yapan sistemlerdir.
Debi Kontrollü :
Debi Kontrollü Su Yumuşatma Üniteleri , ham su sertlik derecesine ve kullanılan reçine miktarına göre , ayarlanan debilerde otomatik olarak tuzlu su ile rejenerasyona giren su yumuşatma üniteleridir.
Debi kontrollü su yumuşatma ünitelerinin rejenerasyon aralıkları , su kullanım miktarına bağlı olarak değişmektedir.
Sert ( Kireçli ) Suyun Zararları Nelerdir?
Nerelerde Kullanılır?
Su Yumuşatma Üniteleri genellikle suda sertlik sorunu olan tüm alanlarda kullanılmakla birlikte , en yaygın kullanım alanları aşağıdaki gibidir :